Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, bugün Türkiye’de yaklaşık 350 bin uluslararası öğrenci olduğunu, sayıyı önümüzdeki yıllarda daha da artırmayı hedeflediklerini belirterek “Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor ve son zamanlarda uluslararası öğrencilere yöneltilmeye çalışılıyor. Bu, Türkiye’ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri, milli değildir” dedi.
YÖK Başkanı Erol Özvar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Akademik Buluşma ve Ödül Töreni”ne katıldı.
Türkiye’nin dünyaya örnek teşkil edecek bir yükseköğretim sistemi sunduğunu savunan Özvar, “Okumak isteyen, hakkıyla kazanan, imkanlarını ortaya koyarak buraya gelmiş, uluslararası öğrencilere de aynı hakkı sunmaktadır. Bu bakımdan Türkiye yükseköğretim sistemi, sadece kendi vatandaşlarına değil ama şartları yerine getiren, imkanları olan uluslararası öğrencilere de kapılarını açmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
“Yüzde 95’inden fazlası kendi imkanlarıyla okuyor”
Erol Özvar, uluslararası öğrencilerin sayısıyla ilgili “Bugün Türkiye’de 350 bini bulan uluslararası öğrenci var” dedi. Hedeflerinin uluslararası öğrenci sayısını önümüzdeki yıllarda daha da artırmak olduğunu vurgulayan Özvar, şöyle devam etti:
“Uluslararası öğrencilerin yüzde 95’inden fazlası, kendi imkanlarıyla burada okumaktadır. Türkiye’nin bursunu alan çok başarılı yabancı öğrencilerin toplam uluslararası öğrenciler içerisindeki payı yüzde üçü, dördü geçmez. Dolayısıyla buraya gelen, kendi imkanlarıyla üniversitelerde okumaktadır. Türkiye’de son zamanlarda müşahede ettiğimiz tehlikeli bir oluşumdan söz etmek isterim. Maalesef, Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor ve son zamanlarda uluslararası öğrencilere yöneltilmeye çalışılıyor. Bu, Türkiye’ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri, millî değildir. Bu konuda sizlere uyarıda bulunmak isterim. Bu topraklarda yabancı düşmanlığı tohumu yeşermez. Bu topraklar, yabancı düşmanlığına kapalıdır.
Biz, farklı kültürden gelen, farklı ırktan gelen insanı insan bellemişiz, kendimiz gibi görmüşüz; bizim gibi yaşamışsa, bizim gibi çalışmışsa, bizim gibi gayret etmişse, bizim gibi ülkemize hizmet etmeyi hedef belirlemişse, onlarla yaşamayı bilen bir toplumuz. Bu kadim anlayışımızla, uluslararası öğrenci, uluslararası akademisyenlere kapımız açık ve onların da ilgisini çeken bir ülkeyiz. Biz, çeşitliliği tolere eden, bunu zenginlik bilen ve bunu yönetebilen bir medeniyetin üyeleriyiz.”