Serginin çıkış noktasında Mona isminde 6 yaşındaki Gazzeli bir kız çocuğu bulunmakta, hikayesi ise şu şekilde: 2009 yılında kendilerini Hamas askeri olarak tanıtan İsrailli güçler, Mona’nın yaşadığı köyün etrafını sararak tüm evlerin boşaltılmasını emretti. Mona’nın annesi, askerlerin aksanından onların Filistinli olmadıklarını fark ederek sokağa fırladı ve herkesi uyarmaya çalıştı. Askerler, bu isyan karşısında onu hedef alarak roketi ateşlediğinde Mona’nın annesi oracıkta şehit düştü. Her şey Mona’nın gözleri önünde bir anda gerçekleşti.
Bu olay esnasında Gazze’de bulunan gazeteci Abdullah Aytekin; Mona’nın çizdiği resimlere baktığında küçük kızın tanık olduğu şiddeti saf bir masumiyetle kağıda döktüğünü gördü. Gazzeli çocukların anlatacak çok şeyi vardı; ama dinleyeni yoktu. Bu yüzden Abdullah Aytekin, bölgedeki okullara kağıt, kalem ve boya gibi malzemelerin dağıtılmasını üstlendi ve çocuklara hiçbir direktif vermeden hislerini olduğu gibi resmetmelerini istedi.
Çocukların emanetini Gazze’nin dışına, Mısır’a doğru taşıyan kimi insanlar ise şehit düştü; yer altındaki tünellerde savaşa ve işgale kafa tuttu. Binbir zorlukla Türkiye’ye getirilen resimler 2009 yılından bu yana Abdullah Aytekin tarafından özenle korundu; şimdiyse Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından “Kurşun Geçirmez Düşler: Gazzeli Çocuk Ressamlar Sergisi” ile ziyaretçilere açılıyor.
Sergiye ilham veren bir diğer olayın merkezinde ise bu kez Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi var. Filistin’de Barış İçin Kadınlar Toplantısı’nda açılış konuşması yapan Erdoğan, İsrail’in saldırılarında sadece masum sivillerin değil insanlığın, merhametin ve vicdanın da öldüğünü belirttikten sonra hayatını kaybeden Filistinli çocuklardan bahsederken gözyaşlarını tutamadı. Televizyona yansıyan bu anlara tanıklık eden Gazzeli Maysa Yousef, Erdoğan’ın samimiyetle döktüğü yaşları derinden hissederek onun bir portresini çizdi. Bu portrede Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin Gazzeli masum canlar için döktüğü gözyaşları, savaşta yaralanan küçük bir kız çocuğunun üzerine düşüyordu.
Toplam 700 metrekarelik bir alana kurulacak olan sergi, fiziksel enstalasyonlar ve dijital resimler olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Muhafaza edilen 266 eserin 30’u asıllarına sadık kalarak dijital hale dönüştürülecek; kalanı ise geleneksel resim formunda ziyaretçilere açılacak; bunun yanı sıra odağında savaştan etkilenen çocukların olduğu 10 ayrı kare dijitalleştirilerek sergilenecek. Serginin fiziksel bölümünde ise şehit edilen çocukların ayakkabı ve eşyaları, savaşı ve yıkımı tasvir eden moloz yığınları, hastane odasını temsil eden sedyeler ve benzeri objeler yer alıyor.
Ekim ayında patlak veren savaşta İsrail’in ilk saldırdığı bölge, eserleri sergilenen çocukların yaşadığı mahalle oldu. “Kurşun Geçirmez Düşler” sergisi, bu durumu ayrıca belirterek Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek istiyor. Bazıları artık aramızda olmayan Gazzeli çocukların iç dünyasını, hayallerini ve hislerini ziyaret edeceğiniz, acılarına tanıklık edeceğiniz ve hikayelerine kulak vereceğiniz bu sergide, masumiyetin eserleri tüm saflığıyla ve özgürce yaşayacak. Tıpkı adil bir dünyada tüm çocukların yaşaması gerektiği gibi.